Tuesday, August 14, 2012

Yemek kültüründe içimizdeki çocuk: Mezeler!


Göçebelikten yerleşik hayata geçildiği günlerde toplum iş bölümü açısından görünürde ikiye ayrılıyordu. Toplayıcı ve avcı… Erkekler avlanır ve yemeği getirir, kadınlar ise topladığı bitkiler ile aile bütçesine katkıda bulunurlardı. Modern dünyada ev işleri görünmeyen kategorisinde olduğu gibi o zamanlarda da kadınların başka görünmeyen görevleri de vardı. Toplanan bitkiler sadece yemeklerde kullanılmıyor ve aynı zamanda şifalı bitkilerin ve hastalıklara çarelerin de temellerini bir yandan kadınlar atıyordu.

Yemek ve kültür arasında fazlasıyla bir ilişki olduğu aşikar. Yerleşik hayata geçiş ile değişen yemek kültürü ve besin çeşitliliği buna bir kanıt. Şimdilerde ise hızlı tüketime teşvik ve gerektirici durumlar arasında fast food keşfi, elde yeme kültürü gibi oluşumları da rahatlıkla gözlemleyebiliriz. Bu gibi değişimler sadece yeme kültürüne karşı zararları değil, beslenme açısından insan sağlığına da zarar sağlamakta. Aşırı kilo problemleri ile baş edebilmek için çeşitli zayıflama yöntemleri denenmekte. Yemek ve kültür bu kadar eşdeğer ilerlerken kültürümüzün çok içinde olan bazı yemek tarifleri seçeneklerini de unutmamak gerekir.

Meze belki de yemek ve kültürün sunduğu en önemli ürünlerden biridir. Meze kültürü bir toplumun yemek konusunda belki de oturmuşluğunu ve ağırbaşlılığının göstergesidir. Osmanlı dönemine dayanan meyhane kültürüne dönersek, kendine has kurallarının varlığı ile yaşandığını anlayabiliriz. Yavaş yavaş, sakin sakin ve belli bir ahlak içinde yenilen mezeler Türk kültürü içince yerini hala korumakta. Sofralarınıza siz de mezelere yer açın. Pratik ve kolay tarifler ile lezzet yolculuğuna çıkın. Sadece kabak rendesi, sarımsaklı yoğurt, tuz ve üzerine gezdirilen pul biberli yağ ile siz de öncelikle göze hitap eden mezeler yapın.